Şu ilk satırda gördüklerinizin hepsi sağdaki küçük çekmeceden çıktı desem? Pis miyim neyim! Hayır o değil bir de ne ararsanız var. Yara bandı, sigara filtresi, oyun kağıdı, boya kalemleri, bir adet içi dolu pastil kutusu, para konulacak keçe cüzdanlar, sinek ilacı, misina (o nereden çıkmış hiçbir fikrim yok zaten hayatımda bir kere balık tutmuşluğum yok, bir kısım belgeler, Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu, bir adet ajanda, kalemtraşlar, kalemler, fil kalemkutu, MANDAL (en komiği buydu bence), kablolar, falan filan...) :)
Heey! O kılçıkları seviyordum ben! Ama yukarıda ki resim de güzel olmuş.
YanıtlaSilSen bu resmi geçen sene bir şiir ile birlikte paylaşmıştın yanılmıyorsam bloğunda. O zaman da sevmiştim ama...
Görüşmek üzere
sevgiyle...
Emektar kılçıklarımı ben de çok seviyordum! :( Neredeyse 2,5 yıldır da birlikteydik ama neden bilmiyorum dün ilk defa kalıcı bir değişiklik yapmak istedim, tabii ne kadar kalıcı olur bilemiyorum. Benim sağım solum belli olmuyor biliyorsun, sıkılgan insanım neticede. :)
YanıtlaSilBu arada Vuslat hafızana bir kez daha hayran kaldım. Evet Kavafis ile birlikte şuradalardı.
YanıtlaSilhttp://nouvelletalks.blogspot.com/2010/11/sehir.html
Hayırlı olsun blog resmin..
YanıtlaSilTeşekkür ederim. :)
YanıtlaSilKendime güldüm.. Balık kılçıkları kaybolmuş, kaybedilmiş diye üzüldüm de neler yaptım. hay bin kunduz diyeyim, gülelim benim şapşalozluğuma..
YanıtlaSilHayırlı olsun, tebdili mekan bir ferahlama getirir mutlaka..
:) Bence çok ince bir davranıştı ben kılçıklarımı görünce çok mutlu oldum! Tekrar teşekkürler.
YanıtlaSil