Her Şey Hızlandı ve Her Şey Yavaşladı...
Hala buralara gelip giden varsa, "aaaa bu blog da Ekim ayında kalmış, artık ölmüş" diyip beni anında infaz etmesin diye - ki ben öyle yapıyorum- üç beş satır bir şeyler yazarak hayat belirtisi gösterme kararı aldım. Ben geçtiğimiz son bir kaç ayda, ömrümce yaşamadığım pek çok şeyi hızlandırılmış kur şeklinde yaşadım. Dedemi kaybettim, eve hırsız girdi, annem sevgilimi çok sevdi, babam bana sadece benim bileceğim bir sır verdi onun ağırlığını taşıyorum... Dedem benim için bu dünyadaki en pamuk insanlardan birisiydi. O kadar tertemiz bir şekilde veda etti ki bu yaşama tıpkı kendisi gibi ölümü de pamuk oldu... Yıkandı, abdestini aldı, namazını kıldı, anneanneme "Nermin ben biraz üşüdüm bana yünlerimi giydir" dedi, yatağa uzandı ve gözlerini kapadı! Onu defnetmek için apar topar Keçiborlu yollarına düştük, memleketine gömülmek istemiş. Tesadüf o sıra annem yanımdaydı, yola annem, teyzem, ben ve kuzenim çıktık İzmir'den. Babam Van'dan, kardeşim de An