Kayıtlar

Mart, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Şarkılarımı Özledim!

Şerefe! Gotye şu sıralar fazlaca gündemimde. Yerinizde olsam önce klibi izlemem, sadece şarkıyı dinlerim... Ben ilk dinlediğimde beynimde film çekmiştim neredeyse. Fazla teatral bir şarkı olduğu kanaatindeyim. Klibi izlememeniz konusundaki uyarım ciddidir. Sonra izlersiniz, boşverin. (Klip de ayrı şahane o ayrı mevzu) Adı 'coming back' olan bu şarkıya şerefe dememin sebebi de kendimi yalnız hissettirmemeyi başarmasıdır. Kadehimi tokuşturduğum şarkıdır. Bu arada bugün o kadar çok sıvı tükettim ki bu geceden sabaha kuru olarak çıkabilirsem çok mutlu olacağım! Sabah kahvaltısında siyah çay ile başlayan yolculuk, Doğadan Büyülü Bohça-Chai (ki bayılıyorum, ballı şahane oluyor), Doğadan Büyülü Bohça-Elmalı, 2 sürahi kadar su, ardından süt+Malibu+kırık buz (şu an Ankara yollarında olan güzel dostum V.'nin hediyesi Malibu ee adam cücüğümü biliyor benim!), o da yetmeyince sade soda ve yine bardaklarca su ile devam etti. Sıvı tüketim miktarım tavan yapmış vaziyette. Nedenini de ç

Eshgh e Sorat

Murat Yetkin'in tavsiyesiyle İranlı grup Kiosk. Ben çok beğendim. Bu şarkı nedeni ile İran'dan apar topar kaçmak zorunda kalmışlar. Bu nedenle sözlere dikkat. Özellikle İngilizce alt yazılı olanını ekliyorum. Eshgh e Sorat   Azıcık da Noir Desir ile Brazaville karışımı bir tat mı aldım ne! 

Tespit-Mart Ayı Ahrazlığı

Baktım, inceledim, bilimsel verilerle çalıştım da geldim. Şöyle ki; Geçen sene Mart ayında ahrazlık gelmiş bana! Yazamamışım. (Bkz.2 adet) Bu sene de aynı şey. :) Mart ayını lanetli ayım ilan ediyorum. Neyse ki bitmesine az kaldı. Mart ayında, s evdiğim kediler bile canavara dönüyor, içlerine şeytan kaçmışçasına sesler, iniltiler çıkarıyor zaar. Bugün bir ara "ulan ben acaba kedileri gerçekten seviyor muyum?" sorusunu bile sordum kendime. Sonra da sadece karşımda sebepsizce "hhhqqqq" yapan kediye gıcık olduğumu fark ettim. Ben ona canım gülüm diyeyim o bana öyle artistlik yapsın, hadi yaaa yok öğle yağma! A yrıca Mart ayında havanın sıcak mı soğuk mu olduğu anlaşılmıyor. Böyle arada derede kalmış, belirsiz bir şey ki ben belirsiz olan her şeyden oldum olası nefret ederim. Güneş açıyor tam mutlu olacağım, arkasından gümbür gümbür bulutlar geliyor. Dışarı giyerken ne giyeyim diye düşünürken, kalın giyseniz yanıyor, ince giyseniz üşüyorsunuz. Gıcık yani! Efendim yine

Yanıyoruz!

Resim
Dünyada olup bitenlerden midir, sansürle başlayan olumsuz etkiden mi, yoksa mevsim geçişinin vücutta yarattığı durgunuktan mı... Bilmiyorum ama tek bir kelime dahi etmek istemiyorum. Dudağımın hemen gerisinde, damağıma yapışmış gibi kelimeler, vıcık vıcık bir tat var ağzımın içinde. Yazmanın yanında konuşma hevesim bile kırıldı. Hatta dün bir kavga esnasında cevap bile vermeden durabilmem bunun en önemli göstergesidir. İşte insanları böyle yollarla alıkoyuyorlar yaşamaktan, bedenlerimize ruh katan hayat sarmaşığını böyle buduyorlar; kesmemeleri gereken köklerden dalarak! Şu sıralar okumak, izlemek ve çalışmaktan başka bir şey yapmıyorum. Hala oralarda olanlarınız varsa hepinizin gözlerinden öpüyorum. Bir süre anlamsız blog yazıları yazmayı, şuursuz başlıklar açmayı düşünüyorum. Bu sayede belki de kitlenen dilimi alıştırmalarla çözmeye çalışabilirim! Düşüncenin özgürlüğüne vurulan her darbe, toplumu aptallığa itiyor. Aptallaşıyoruz... Bugünkü Radikal'de Çınar Oskay'ın köşe

Lüzumu Yok!

Ardından el sallanan anne baba gider önce, kokuları sonra! Tarifini yapamadığım, yalnızlıkta bulamadığım, duyamadığım kokuları... Günler boyu uykularını sakladıkları, güzel başlarını koydukları yastıklar başımın altında! Onlarla tokuşturulan şişelerde kendini aramak ve! ya! Çöpleri karıştırmak bir iz bulmak temennisi ile... Sonra bedenime bakmak, kaşıma, gözüme, burnuma. Her yerimde bir izleri olduğunu fark etmek ayrışmak isterken ama yine de kavuşmayı dilerken. Kirpiğimin kıvrımında bile! Vapurdaki erkek çocuğunu hatırlamak. O çocuğun en bilmez hali ile sevebildiğini anlamak, saflığınca. Böylece bir adama aşık olmak vazgeçmemecesine. Durmak sonra; "İnatsın" der annem. Doğru bu da! Her şeyde inat ediyorum. Sevmekte de! Bunu dinliyorum!

Twit Yeleğimi Giydim de Geldim!

Bir süredir deneme yayını yapıyordum, artık açıklayabilirim. Anlık kusmalarım için twitter hesabı edindim. Bazen yazı yazamayacak durumda oluyorum fakat yine de 3-5 cümle edesim geliyor. O yüzden artık benim de twitter'ım var. Beklerim! www.twitter.com/BanakoMaz

Can Çekişen Blogger

Denenmedik DNS ayarı kalmadı, can çekişe çekişe geldim. Bakalım şimdiki ne kadar dayanacak. :) (DNS ayarı isteyen mail atabilir - nouvellepartisan@gmail.com )

İki Heceliler ile Başlayan Bilmece

Resim
Bir kaç yıldır sosyolojik ve psikolojik boyutuyla ilgimi çeken bir konu var. O da -özellikle kadın- porno yıldızlarının kişisel özellikleri, içinde bulundukları psikolojik hal ve gündelik yaşamdaki hissiyatları. Ara ara aklıma gelir, geldikçe de ben tahminler yürüterek yanıtlar bulmaya çalışırım. Ancak bu, benim için açıklığa kavuşturulması pek kolay bir konu değil. Zira o kafaya nasıl ulaşılır bilmiyorum. Neden kafa yorduğuma gelince; sadece merak. Her sağlıklı insan evladı porno izler geyiğine girmeyeceğimi şimdiden söyleyeyim de içinizi rahatlatayım. Benim derdim başka, daha çok kadın gözüyle olaya bakabilmek kısmındayım. (Çocukken anneme niye bütün "ayıp kelimeler" aynı olan iki hecenin tekrarlanmasından oluşuyor diye sorup bir de dayanaklı olarak örneklemiş insanım: "pipi", "kuku", "meme", "popo".) Ben bu konuyu bir süredir rafa kaldırmışken, Bir+Bir'in Ocak-Şubat sayısında bangır bangır karşıma çıkması beni şaşırt

DOKUNMA!

Konuya ilişkin bir yazı yazmaya üşendim çünkü çok hastayım. Fakat formspring'deki cevabımı buraya aktararak işin kolayına kaçıyorum. Aynı zamanda konuya ilişkin tepkisizmiş gibi de algılanmamak adına bu şekilde bir yol buldum. Gücüm yok sadece bağırmak istiyorum: ÇEKİN ELLERİNİZİ DÜŞÜNCELERİMİZDEN! Bu arada en azından şimdilik bloglarınızda paylaştığınız yazılarınızı kaybetmemek ve koruma altına alabilmek adına kumanda paneli'nden ayarlarınıza girerek "blogu dışa aktar" seçeneğini kullanabilirsiniz. Ne olur ne olmaz... Görüşüm aşağıda. Alelacele yazmıştım kusuruma bakmayın: *** Medyanın aktarımlarından öğrendiğimiz kadarı ile yayın hakları Lig TV'ye ait olan maçların bazı blog sayfalarında yayımlanması nedeni ile böyle bir karar alınmış. Ancak bu durumda ilgili sayfaların kapatılması ile yetinilebilirdi. Tüm blog sayfalarının bu gerekçe ile kapatılmasının hukuka aykırı olduğu görüşündeyim. Esasen kapatma değil; erişimin engellenmesi şeklinde bir karar söz