Kafes
Göğsünün kafesini açıp beni usulca içeri aldı. Önce kaçmak için çırpındım, o kapıyı açtığında ise ben uçmadım. Gidecek yerim yoktu, benim yuvam O'ydu; parmaklıklarının ardından bakabilirdim gökyüzüne, sesim bile çıkmazdı. O adamın göğüs kafesindeki dilsiz kuştum!
Kalbim bir adamın göğüs kafesinde kaldı.
Geri alsam o ölür, almasam ben!
Ne yazsam bilemedim,ikidir geliyorum, yine de yazmam gerek diye hissettim. Bu da bir şans biliyor musun, az önce bir arkadaşımla konuşuyorduk da...neyse, uzun hikaye bu,sonra anlatırım :)
YanıtlaSilBiz olamama hali.. Birlik olamama hali.
YanıtlaSilNarda o uzun hikayeyi merakla bekliyorum... ;)
YanıtlaSilProfösör'üm,
YanıtlaSilHayatımda hiç kimse ile bu kadar "biz" olduğumu hissetmedim ben. Biz olmanın ne demek olduğunu çok geç bir yaşta ve başımdan bir de evlilik-boşanma süreci geçtikten sonra bu yazıda bahsettiğim insanla öğrenmiştim ama diğer yandan hayatımda bu kadar çaresiz bir sevgi de yaşamamıştım. Üzerine karşılıklı olarak çok emek verildi, çok yol denendi ancak 4 yıldır ne bitti ne gitti... 4 yılın sonunda kalbimin koca boşluğu dışında bana kalan ne var diye düşünüyorum cevabı sadece derin bir keder ve geçen yıllar. Bir gün belki bu hikayeyi de anlatırım uzun uzun. Çaresizlik diyorsam laf olsun diye değil, gerçek bir çaresizlik.
yazılmıs öyküleri unutmalı
YanıtlaSilkırık bir kuş yolculuğu anlatır
geçmiş ölüler tarlasından kendi yasıyla
o günden beri bir fotoğrafın yası tutulur.
@gecekonuğu hoşgeldin...
YanıtlaSildoğru hüznüm çoktur benim.
gülerken bile gözlerimden anlarsın aslında.