Elmayı dilimledim ve bir dilimini O’na doğru uzattım. “Yer misin?” Omuzlarını hafifçe yükseltip başını yana eğerken “Eşkise men yemenem.” dedi. O’nunla ve çocukluğunu ele veren gözleriyle bu denli yakın mesafedeki ilk buluşmamızdı. Kullandığı bazı kelimelerdeki Azeri şivesinin baskınlığını ve bakışlarındaki kötülüğe hiç değmemiş -sandığım- o parlaklığı ne kadar da geç fark ediyordum, doğrusu biraz utandım. Anlaşılan o ki aramızdaki yaklaşık bin üç yüz kilometrelik mesafe, beni duygusal bir bağlantı kurabilmekten de uzak kılmıştı. O gün, yirmili yaşlarımın başında, babamın ağzından hep uzak hikayelerini dinlediğim tuhaf bir diyarda, Van’daydım. İzmir’de doğmuş, Ankara’da büyümüş, şehir çocukluğu konusunda hakkını vermiş bir şehir çocuğuydum. Herhangi bir meyve ağacını bir diğerinden ayırt edebilecek bilgiye sahip değildim mesela. Fakat hakkını da teslim edeyim; bahçelerde, sokaklarda kan ter içinde oyunlar oynayabilmiş, apartman bahçesindeki renkli çiçeklerin taç yapraklarını kopart
Afiyet olsun, pasta leziz görünüyor, kahve de öyle... Kitap için ise söyleyecek söz bulamıyorum. Birbirinin kopyası kimliklerden güzel bir kimlik ve modernite eleştirisi. Her ne kadar bana basit cevapları olan olguları fazla budaklandırmış gibi gelse de, bu da çağımız entelijansiyasının ortak problemi deyip geçiyorum.
YanıtlaSilKıskandım şimdi; ben de bir Türk kahvesi yapıp çikolata yemeliyim hemen. Eh bir de iyi bir kitap mesela.............................
(noktalı yer kalkıp kitaplığımdan kitap seçme anımı simgeliyor -evet, açıklayıcıyım ben!) :) Bryan D. Palmer'dan Karanlığın Kültürleri şimdi oldu işte...
peki ama ya defterim? :( o en güzel değil mi?
YanıtlaSilinşallah hep öyle olur, inşallah daim olur..
YanıtlaSilteşekkür ediyorum. umarım...
YanıtlaSilHmmm! Defter için ne diyebilirim ki, o zaten söylemiş son sözünü: Good Choice!
YanıtlaSil:)
insan şu resme bakıp huzur bulabiliyor resmen.. :) İzleyicin oldum yazıların çok keyifli:)
YanıtlaSilsevgili misisipi hoşgeldiiinnn! :) iyi ki geldin.
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Ama şimdiden uyarayım sonra bana kızma: ben bazen çok ciddi bunalımlara sürüklenip oldukça siyah yazılar da yazabiliyorum. :(