Saatlerimiz 3.13'ü gösterirken hala uyuyamıyoruz. Buradan anlıyoruz ki bir derdimiz var! İnsanın dertsiz başına dert aramasının adına sevgi ya da aşk deniyor. Kimi seveceğinizi bile bilmeden sevmek istiyorsanız hele, o dertten de öte bir şey oluyor. Ben de hep böyle çiçeklere uzandım olmayan ellerimle, boyumun yetmediği... Bu fotoğraf telefonuma her baktığımda gördüğüm fotoğraf. Telefon kullanmaktan nefret ettiğim için onu sevimli hale getirmeye çalışmıştım bir vakit. Neyse, netice olarak zaten, çiçeğine uzanamayan, uzansa bile elleri olmadığı için tutamayacak, mutsuz bir karton adamdan farkım yok sanırım. Saat 3.28! 15 dakika daha geçti... gece biterse sevineceğim.
Afiyet olsun, pasta leziz görünüyor, kahve de öyle... Kitap için ise söyleyecek söz bulamıyorum. Birbirinin kopyası kimliklerden güzel bir kimlik ve modernite eleştirisi. Her ne kadar bana basit cevapları olan olguları fazla budaklandırmış gibi gelse de, bu da çağımız entelijansiyasının ortak problemi deyip geçiyorum.
YanıtlaSilKıskandım şimdi; ben de bir Türk kahvesi yapıp çikolata yemeliyim hemen. Eh bir de iyi bir kitap mesela.............................
(noktalı yer kalkıp kitaplığımdan kitap seçme anımı simgeliyor -evet, açıklayıcıyım ben!) :) Bryan D. Palmer'dan Karanlığın Kültürleri şimdi oldu işte...
peki ama ya defterim? :( o en güzel değil mi?
YanıtlaSilinşallah hep öyle olur, inşallah daim olur..
YanıtlaSilteşekkür ediyorum. umarım...
YanıtlaSilHmmm! Defter için ne diyebilirim ki, o zaten söylemiş son sözünü: Good Choice!
YanıtlaSil:)
insan şu resme bakıp huzur bulabiliyor resmen.. :) İzleyicin oldum yazıların çok keyifli:)
YanıtlaSilsevgili misisipi hoşgeldiiinnn! :) iyi ki geldin.
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Ama şimdiden uyarayım sonra bana kızma: ben bazen çok ciddi bunalımlara sürüklenip oldukça siyah yazılar da yazabiliyorum. :(