Kapı ve Ben


Ben Murathan Mungan'ı çok severim. Murathan Mungan'ı sevmeyen insanların da niyeyse nazik bir ruhları olmadığı inancındayım. Bunu belki daha önceki bir iki satırımda fark etmiş olabilirsiniz.
Üç aynalısı, kırk odalısı derken bir de yedi kapılısını okuyayım dedim. Fakat ilk defa bir Murathan Mungan kitabından bu kadar sıkıldım. 'Çelikçiçek' hikayesi dışındakilerden hoşlanmadım. Çelikçiçek'te de kurgu hataları var gibi hissettim. Hele 'Hamlet ile Hitler'i okurken fenalıklar geçirdim! Hamlet'ten de Hitler'den de nefret ettim. Hatta bu bölümdeki 20-30 sayfayı 10 saniyede okuduğumu fark edince aslında o bölümü okumamaya başladığımı anlayıp daha fazla direnmedim. Tabii okuma alanımın uçak olduğu düşünülünce belki de havada olduğumdan dolayı afa(c)anlar basmış olabilir. Zira yanımdaki tonton çocuk da benim iç çekmelerimden ve "off"lamalarımdan oldukça sıkılmış olacak ki bir ara bana kötü kötü bakmaya başladı. İlk defa kendimi susturamadım. Gerçekten bir ara "açın acil çıkış kapısını gidiyoruuhmm!!!" diye bağırmamak için çok zor tuttum kendimi. Şu anda o anı düşününce bile sıkıntı geldi.
Neyse öze geleyim, genelde bir kitap berbat bile olsa elime aldıysam bitirmek gibi bir takıntım var. Kötü filmler için de aynı şey geçerli. Filmin ya da kitabın bütün sırrı benim sıkılıp izlemediğim/okumadığım kısımda yer alıyordur, aman efendim bu kadar izledim orayı kaçırırsam hiç olur mu diyerek nice kötü filmleri, nice berbat kitapları devirmişimdir. Bu filmlerde de başı 'Her gün Başka bir Bela(Trouble Everyday)' çeker. Onca zaman geçti ve ben yıllar yılı o filmin ruh hastası biçimde iç yiyişini unutamadım. Hatta abartmıyorum psikolojik bozukluklarımda o filmin payı olduğu kanaatindeyim. :)
Delilik güzeldir candır ama "ruh hastalığı" koşa koşa kaçılması gereken bir şeydir dostlar. İşin tuhaf tarafı o filmin DVD'si de şu an hala karşımda duruyor ve ben rafı her düzenleyişimde elime o film geldiği vakit, suratımı büküp acı acı bakıyor, filmi bir böceğe dokunmuşum gibi attırıyorum. Sonra da bozulmuş moralimle ev temizliğine devam ediyorum.
Neyse anlattıklarımın birbirinden kopukluğuna bakılırsa kafam pek yerinde değil. Adios!
Haftayaaaaa buluşalım haftayaaa! (Hah bu ya Vikingler candır.)
çirkin fötö: benden.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kör Hırsız Aşık

Karton Adam

Pazar Günlerinin Şahı; Eylül Ayının ilk Pazarı!