Pazar Günü Hoyhoyları

Saat 5:40

Birazdan evden çıkıp sahil kenarına gideceğim. En çok sevdiğim şeylerden birisi bu saatlerin üşüntüsüdür! Ha böyle diyince bu kadın her hafta sonu bu faaliyeti yapıyor diye sakın ha düşünülmesin. Zira çoğu zaman Pazar günleri kıçımı yayıp yatmakla geçiyor. Hatta son iki haftadır temizlik, ütü, çamaşır gibi işleri bile yapmıyorum. Çok tuhaf bi' hal var üzerimde. Ev o kadar büyük ki bünyeme göre, sanki iş yapmayarak tepki gösteriyor gibiyim. Sadece mutfak ve banyo temizliği (hijyen açısından), bir de oturduğum odanın eline yüzüne bakılır olmasına özen gösteriyorum.
Komşularım çok meraklı ve ayrıca sırnaşmaya meyilliler. Bu gidişe bir dur demem lazım yoksa yarın bi' gün kendimi misafirliğime gelecek komşu kadınlar için kısır yapıp çay demlerken bulabilirim. Huh kabus bu! (Aslında bu tarz bir günden bloga iyi iş çıkar. Aklıma yatmadı da değil. Gözlerim parladı bir anda.)
Beynimde sürekli Nouvelle Vague inliyor bu aralar. Neden bilmiyorum ama hiç durmadan onları dinliyorum. Huzur, sükunet, iyi müzik ve seksapalite bir arada! Böyle bir dörtlü bir arada çok zor bulunur.
Yarının Pazartesi oluşu ile üzerime çöken boynu bükük küheylan duruşuma yenilmeyeceğim; gidip sporumu da yapacağım bugün. Bir de en son yazımda elden düşme bir arabadan bahsetmiştim ya aslında şimdilik beni iyi bir bisiklet de paklayabilir, ilk adımı bisikletle atmalıyım.
Nedense bir gün bir yerlerde o adama rastlayacağıma dair bir inancım var. Ruhu deli, içi aydınlık, bakışı kararmamış, derdini dünya meselesi haline getirmemiş, elinde sevdiğim bir kitap oturmuş okuyor, rastlaşıyoruz, insan gibi bakıyor gözümün içine az sonra saldıracak gibi değil! Bulucam bu adamı bulucam ama aradığımdan değil! Sadece artık çok yakınlarımda olduğunu hissediyorum. (Yalnız mümkünse Bostanlı tikisi olmasın lütfen... Lütfen diyorum!)
Bu arada sevgili blog, özellikle son bir kaç yazımda seni tam bir günlüğe çevirmiş olmaktan dolayı
utanç duysam da bir gün bu yazdıklarıma baktığımda mutlu olabilirim tamam mı! O yüzden sus otur yerine yüzüne iki tane çakmadan.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Haydi Abbas Vakit Tamam Pilates Diyordun İşte Oldu Reklam!

Karton Adam