Akşam Kahvaltısı!
Patrick Mccabe'in aynı isimli romanından sinemaya uyarlanan "Breakfast on Pluto" ile bugün bir akşam kahvaltısı ettim! Bilirsiniz, akşam kahvaltılarının tadı bir başkadır. Bu film anlattığı hikaye ile mideme otursa da tadı damakta kaldı! Hani çok sevdiğiniz bir yemeği gözünüz dönmüşçesine yersiniz, sonra midenizdeki acıdan kıvranırsınız ya hah işte tam olarak öyle bir şey film sonrası hissettiğim!
İsmiyle müsemma; film oldukça dramatik bir konuyu/yaşamı masalsı bir düşsellik ile işliyor. Bir başkasının elinde en acıklı hale getirilebilecek sahnelerde dahi duygu sömürüsüne girişilmemiş olması asil bir seçim olmuş. Neil Jordan bunu başarabilmiş, kılçıksız şekilde işin içinden sıyrılmış ve bence bu gerçekten zor iştir.
Filmler ile ilgili bir şeyler yazmak istediğimde konudan bahsetmeyi pek sevmiyorum. İzleyecek olana zulüm! Bir filmi, konusunu hiç bilmeden izlemeye bayılırım mesela ben. Bu nedenle yine konudan bahsetmemeye çalışacağım.
Cillian Murphy'nin oyunculuğu her türlü övgüye şayan! Zaten Cillian Murphy o denli şeker bir hanımefendi/Kitten olmuş ki film boyu kendisi ile sokaklarda aşık atmak istedim. Koluna girip mavi şemsiyesinin altında birlikte yürüme isteğine gark oldum! Ha bu arada Cillian bu role hazırlanırken uzun süre kadınların vücut dili ile ilgili çalışmalar yapmış ve ayrıca bir kaç hafta da bir drag queen ve arkadaşları ile takılmış. Helalühoş olsun, sonuç muhteşem ne de olsa! (Bu da wikipedia'dan arak bilgidir.)
Filmde en çok hoşuma giden anlardan birisi boğuk kış renkleri arasında Kitten'ın (Cillian Murphy) mavi şemsiyesi eşliğinde kaldırım taşlarını aşındırdığı sahne idi... Mavi şemsiye - umuda atıf gibi göründü gözüme. Onca karanlığın arasında parlayan kocaman bir mavilik! Bulutsuz gecenin bulutu!
Bittabi Peepshow'daki günah çıkarma sahnesi zekiceydi! Unutulmaz film sahneleri listeme yerini altın harfler ile kazımıştır.
Fakat neden bilmiyorum ama beni en çok dağıtan ve sarsan sahne, Sihirbaz ile (Stephen Rea) rastlaştıktan sonra Kitten'ın showlorda halüsinasyon şoparına çevrilmesidir. Çok üzüldüm ben ya! Sinirlendim ayrıca!
Fakat neden bilmiyorum ama beni en çok dağıtan ve sarsan sahne, Sihirbaz ile (Stephen Rea) rastlaştıktan sonra Kitten'ın showlorda halüsinasyon şoparına çevrilmesidir. Çok üzüldüm ben ya! Sinirlendim ayrıca!
Vay be! Uzun zamandır izlediğim en latif filmdi... 2005'ten beri aklım neredeymiş benim? (İşin tuhafı bu DVD 2006'dan beri yakınlarımda duruyordu... Her şeyin bir zamanı varmış demek!)
Mavi şemsiye hakkındaki yorumuna kesinlikle katılıyorum ve evet filmin en etkileyici sahnesidir rahibin günah çıkardığı sahne... İzlediğimde bende naif duygular uyandıran, serin, müzikal kıvamında bir filmdi...
YanıtlaSilŞu an ona çok benzer bir film izliyorum. Bilmem kaçıncı kez Matrix :) şaka bir yana... Geç bile kalmışsın izlemek için...
Ve karar verdim ben bol diyaloglu-monologlu filmleri çok seviyorum!Filmin müzikleri ayrı bir olaydı zaten! :) O konuya girersem hiç çıkamazdım o yüzden kıyısından köşesinden bile dokunmamıştım fakat gel gör ki sen şimdi bir sopayla dürtmüş oldun beni. İki kelime yetti: "müzikal kıvamında"!
YanıtlaSilMüziklerini gönderebilirim mailine istersen
YanıtlaSilSüper olur! :)
YanıtlaSil