Baş ağrımın 8. günü. Non-stop gidiyoruz bakalım nereye kadar. En son bu şeyi yaşadığımda acilde omuriliğimden sıvı falan alıyorlardı, amcanın biri cenin pozisyonunda dur diye bağırıyordu! Zira iki kez beyin kanaması geçirdiğimden şüphelenildi. Ne tuhaf be, kendimin beyin kanaması geçirdiğimi düşünemiyorum. Bu tip şeyler hep başkalarına olur ya! Yarına bitirmem gereken babalar gibi bir temyiz dilekçemin olması nedeni ile geçici olarak yanımda ikamet eden annem, günlerdir başımın üzerinde duran ellerime dayanamayarak, şakaklarıma iki adet patates dilimini bir fular eşliğinde bağlayıp önüme de biramı koydu. (Patates- koca karı ilacı, bira da gevşemem için) Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz dedim ben size! Avrupai Pehlivan ya da Yerel Samurai kıvamında bir şey oldum şu halimle. Gittim aynada kendimi gördüm, güldüm güldüm, geldim bunu yazdım. Hiç komik olmadı. Neyse, bu da böyle bir anımdı.
Heey! O kılçıkları seviyordum ben! Ama yukarıda ki resim de güzel olmuş.
YanıtlaSilSen bu resmi geçen sene bir şiir ile birlikte paylaşmıştın yanılmıyorsam bloğunda. O zaman da sevmiştim ama...
Görüşmek üzere
sevgiyle...
Emektar kılçıklarımı ben de çok seviyordum! :( Neredeyse 2,5 yıldır da birlikteydik ama neden bilmiyorum dün ilk defa kalıcı bir değişiklik yapmak istedim, tabii ne kadar kalıcı olur bilemiyorum. Benim sağım solum belli olmuyor biliyorsun, sıkılgan insanım neticede. :)
YanıtlaSilBu arada Vuslat hafızana bir kez daha hayran kaldım. Evet Kavafis ile birlikte şuradalardı.
YanıtlaSilhttp://nouvelletalks.blogspot.com/2010/11/sehir.html
Hayırlı olsun blog resmin..
YanıtlaSilTeşekkür ederim. :)
YanıtlaSilKendime güldüm.. Balık kılçıkları kaybolmuş, kaybedilmiş diye üzüldüm de neler yaptım. hay bin kunduz diyeyim, gülelim benim şapşalozluğuma..
YanıtlaSilHayırlı olsun, tebdili mekan bir ferahlama getirir mutlaka..
:) Bence çok ince bir davranıştı ben kılçıklarımı görünce çok mutlu oldum! Tekrar teşekkürler.
YanıtlaSil