Saatlerimiz 3.13'ü gösterirken hala uyuyamıyoruz. Buradan anlıyoruz ki bir derdimiz var! İnsanın dertsiz başına dert aramasının adına sevgi ya da aşk deniyor. Kimi seveceğinizi bile bilmeden sevmek istiyorsanız hele, o dertten de öte bir şey oluyor. Ben de hep böyle çiçeklere uzandım olmayan ellerimle, boyumun yetmediği... Bu fotoğraf telefonuma her baktığımda gördüğüm fotoğraf. Telefon kullanmaktan nefret ettiğim için onu sevimli hale getirmeye çalışmıştım bir vakit. Neyse, netice olarak zaten, çiçeğine uzanamayan, uzansa bile elleri olmadığı için tutamayacak, mutsuz bir karton adamdan farkım yok sanırım. Saat 3.28! 15 dakika daha geçti... gece biterse sevineceğim.
Heey! O kılçıkları seviyordum ben! Ama yukarıda ki resim de güzel olmuş.
YanıtlaSilSen bu resmi geçen sene bir şiir ile birlikte paylaşmıştın yanılmıyorsam bloğunda. O zaman da sevmiştim ama...
Görüşmek üzere
sevgiyle...
Emektar kılçıklarımı ben de çok seviyordum! :( Neredeyse 2,5 yıldır da birlikteydik ama neden bilmiyorum dün ilk defa kalıcı bir değişiklik yapmak istedim, tabii ne kadar kalıcı olur bilemiyorum. Benim sağım solum belli olmuyor biliyorsun, sıkılgan insanım neticede. :)
YanıtlaSilBu arada Vuslat hafızana bir kez daha hayran kaldım. Evet Kavafis ile birlikte şuradalardı.
YanıtlaSilhttp://nouvelletalks.blogspot.com/2010/11/sehir.html
Hayırlı olsun blog resmin..
YanıtlaSilTeşekkür ederim. :)
YanıtlaSilKendime güldüm.. Balık kılçıkları kaybolmuş, kaybedilmiş diye üzüldüm de neler yaptım. hay bin kunduz diyeyim, gülelim benim şapşalozluğuma..
YanıtlaSilHayırlı olsun, tebdili mekan bir ferahlama getirir mutlaka..
:) Bence çok ince bir davranıştı ben kılçıklarımı görünce çok mutlu oldum! Tekrar teşekkürler.
YanıtlaSil